İsrail basını, Başbakan Binyamin Netanyahu ile İsrail ordusu ortasında inanç krizi bulunduğunu, bu durumun Gazze savaşında ortak karar almayı zorlaştırdığını bildirdi.
ORDU ÇIKMAZDA
Yediot Ahronot gazetesi, İsrailli siyasi ve askeri yetkililere dayandırdığı haberinde, Gazze’ye kara harekatı yaklaşırken Hamas’ın elindeki İsrailli esirlere ait bir çıkmazla karşı karşıya kalındığını ve “hükümetin temel bahislerde mutabakata varmakta zorluk yaşadığını” yazdı.
Haberde, “Netanyahu’nun, olup biten her şeyin (Hamas’ın İsrail’e karşı 7 Ekim’de başlayan saldırıları) sorumluluğunun üst seviye İsrail ordusu yetkililerinde olduğuna inandığı ve onlara kızgın olduğu söyleniyor.” sözlerine yer verildi.
Hamas’ın 20 Ekim’de 2 ABD’li esiri özgür bırakmasının akabinde, ABD’nin, başka esirler konusunda da ilerleme kaydedilebilmesini istediği belirtilen haberde, bu nedenle Gazze’ye yönelik kara harekatının ertelenmesi için ABD idaresinin İsrail’e baskı yaptığı söz edildi.
Gazetenin haberine göre, ABD Başkanı Joe Biden, “rehine sorunuyla ilgilenmenin, kara harekatı dahil olmak üzere öteki tüm aksiyonlardan öncelikli olduğuna” inanıyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari’nin dün yaptığı açıklamasındaki, “Siyasi iradenin kararı doğrultusunda bir sonraki evreye (kara harekatı) geçeceğiz.” tabirlerine işaret edilen haberde, “Bu, İsrail ordusundaki üst seviye yetkililerin, karar verme sorumluluğunu hükümete, bilhassa de Başbakan’a devretme yoludur.” değerlendirmesinde bulunuldu.
GÜVEN KRİZİ
Haberde ayrıyeten, “kara harekatının zamanlaması konusundaki tartışma bir yana, Netanyahu ile İsrail ordusu ortasında inanç krizinin ortaya çıktığına” dikkat çekilerek, bu krizin, “7 Ekim’de İsrail’e verilen büyük ziyana ek diğer bir ziyan oluşturduğu” söz edildi.
HÜKÜMET KARAR ALMADA ZORLUK YAŞIYOR
İsrail’in “etkili bir idareye sahip olmadığı” kaydedilen haberde, şu tespitler paylaşıldı:
“Bu (kriz), savaşa odaklanmayı ve karar almayı zorlaştırıyor. İsrail’in artık, misyonuna odaklanmış tesirli bir liderliğe gereksinimi var. Siyasi ve askeri yetkililerin sözlerine nazaran, hükümet, gündemdeki temel bahislere ait mutabakata varılacak kararlar almakta zorluk yaşıyor.
Geçen hafta Netanyahu, İsrail ordusu ve Savunma Bakanı (Yoav) Gallant’ın tavsiyesine karşın, kuzeyde (Lübnan sınırı) caydırıcı bir harekat yapılması kararını engelledi. Fakat Netanyahu bu iddiayı yalanladı. Tartışmanın merkezinde, ABD’nin İsrail’den, Lübnan’a yönelik caydırıcı bir ataktan kaçınmasını talep etmesi yer alıyordu. Amerikalılar talebe cömert bir askeri yardım paketi eklediler; Lübnan açıklarına iki uçak gemisi yerleştirildi ve Hizbullah’ın savaşı başlatması halinde İsrail ordusunu destekleme taahhüdünü verildi.”
Haberde ayrıyeten, “Gazze’deki savaş İsrail toplumunda geniş bir fikir birliği oluşturdu lakin hükümet ve ordunun doruğunda durum farklı. yorumu yer aldı.
Öte yandan, Haaretz gazetesi de dünkü haberinde, “Netanyahu, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısını iddia edememenin sorumluluğundan kaçmaya ve bu sorumluluğu orduya yüklemeye çalışıyor.” tenkidine yer verilmişti.
NE OLMUŞTU?
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” ismiyle kapsamlı akın başlatmıştı.
Gazze’den İsrail tarafına binlerce roket atılırken Filistinli silahlı kümeler Gazze-İsrail sonundaki Beyt Hanun-Erez Hudut Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı kümeler daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne taarruz başlatmıştı.
Gazze’den düzenlenen akınlarda 306’sı asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 1873’ü çocuk, 1023’ü bayan olmak üzere 4 bin 700 kişinin öldüğünü, 14 bin 245 kişinin yaralandığını duyurmuştu
İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin taarruzlarında 90’ın üzerinde Filistinlinin öldüğü belirtilmişti.
İsrail’in Gazze’ye taarruzlarında 18 gazeteci hayatını yitirmişti.
İsrail-Lübnan hududunda 8 Ekim’den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah ortasında yaşanan çatışmalarda ise 24 Hizbullah üyesi ile biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetmişti.
Lübnan tarafından düzenlenen ataklarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil ömrünü yitirmişti.
